Ülkemizde güncel işsizlik oranı %9-12 arasında seyretmektedir.
Bunun sebebleri hakkında herkes bazı şeyler söyledi. Yazıldı çizildi. Az sonra okuyacaklarınız ve hesaplayacak olduğumuz bazı kriterler sizlere konunun anlaşılması adına fayda sağlayabilir.
İş Kanunu`nun 41 inci maddesine göre fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda 270 saatten fazla olamayacağı belirtilmiştir. Ancak bu sınırlamaya rağmen daha fazla sürelerde çalışma yapıldığı su götürmez bir gerçek.
41.Maddeden yola çıkarsak bir işçi yılda 270 saat fazla mesai yapabilir yani yasalarımız buna müsade ediyor.ama bu müsade içinde bir sürü birbirine domino etkisi ile bağlı olan ve hassas süreçleri tetikleyen unsurları harekete geçirdiğinin farkına varamıyoruz.
Öncelikle açıkta kalan ve ucu bağlanmadığı için bir sürü sebebe yol açan iş kanununun tamamının revize olması gerektiğidir.
Kanunda işçinin günlük çalışma saati 7,5 saat haftalık 45 saat olarak belirlenmiştir fakat maaş hesabı günlük ve haftalık yapılmadığı için aylık olarak hesaplandığında yasal boşluk olarak görülen bu durumdan yeminli!muhasebeci müşavir ve müfettiş arkadaşlarımız işçinin kısmende olsa hakkının ve alacaklarının muallakta kalmasına sebeb veriyor olmasıdır.
Hesaplamayı yapmaya başlayalım. 270/12=22,5 saat yapar . Lütfen çıkan sonuç olan 22,5 saati bir kenara not alalım.
Bir ayda haftalık 45 saat günlük 7,5 saat üzerinden 26 gün çalışan bir işçi 195 saat toplam çalışma yapmış olur.
SGK işlemlerinde ay 30 gün olarak dikkate alınmakta, dolayısıyla aylık çalışma süresi de 30×7.5=225 saat olarak uygulanmaktadır.
Hafta tatili olmadan 26 günlük çalışma yapılan süreye yemek saatleri dahil değildir. Diyor ya 41.madde 22,5 saat fazla mesai yapmaya müsade vardır diye , toplayalım iki sonucu 195+22,5=217,5 yapar
Toplam mesai dahil çoktan sonucu izin verilen fazla çalışmaya oranladığımızda (217,4/22,5=0.1034)%10.34 gibi bir sonuç karşımıza çıkar. Biraz da farklı bir açıdan bakalım mı?
Bir işçi kendi yapması gereken işin %10 fazlasını yapıyor , verimlilik , çalışkanlık , milli servet vb diyen yüzlerce fikir çıkacaktır. Bu fikirlerin hiçbirine katılmadığımı ifade etmek isterim. Katılıyor olsam zaten bu yazıyı yazmazdım.
Bu yazdığım işçi için olan durum
Baktığımız açıyı değiştirdiğimizde 100 işçi çalıştıran bir işyerinin olduğunu düşünelim, her işçisi %10 fazla Çalıştığı zaman işyeri ,110 kişinin yapacağı işi 100 kişi ile yaptırıyor demektir.
110 kişiye ihtiyacı olan bir işyerinde aslında 100 kişi çalışıyor demektir.
İşyeri başına yüzde 10 istihdam açığı ortaya çıkmıştır.
Güncel olan ve devletin başında olan işsizlik oranı kaç ,
%9-12 arasında olduğunu yazımın başında belirtmiştim.
Şimdi herşeyin tesadüfi olarak %10 a bağlandığını demeyin kimse inanmaz. Mikro ekonomi makro ekonomi okumaya gerek yok, basit ilkokul 3. Sınıf matematiği ile bunu çözmek mümkün oldu.
Çözümü ise çok basit
Fazla mesaiyi yasaklayalım mı? Yok yok ben her zaman yasaklamaya karşı biriyimdir.
22,5 izin alınmış olmasına rağmen işyerlerinde fazla mesai 40-50 hatta aylık 100 saatin Üzerine bile çıktığı çokça görüldüğü bir sistemde çalışıyoruz.
Fazla mesai birim ücretini 1,5 katından en az 5 katına yükseltmektir.
22,5*5= 1112,5 saat yapar fazla mesai ücreti ile yani günümüz şartlarında asgari ücretin net haline denk geldiği görülmektedir. Birde 40-50 saat fazla mesai yapıldığı zaman sonucu düşünün
Asgari ücret kadar parayı sadece 22,5 saat fazla çalışma için ödeyen işveren yeni bir işçi daha alacaktır.
Bu durum ise birbirini domino etkisi ile tetikleyen bir sürü unsuru hareket ettirecektir.
Başlayalım unsurları sıralamaya
İşsizlik oranı aşağıya doğru düşmeye başlayacaktır,
İşsizlik azalmaya başlayınca , işyerleri nede olsa dışarda çok adam var sen git başkası gelir diyerek kolay kolay personel çıkartmaya yönelmeyecektir.
İşyerleri , gelişigüzel personel seçimi yapamayacak ve kendisi için en çok verim alacağı personel adaylarını tercih edecektir.
Verimli personelle işyeri daha kaliteli üretim yapacaktır.
Saygılarımla